7. GÜN – TÜKÜRMEK
Konu pis bir konu… Farkındayım. Pis amma yazılması, birilerince okunup illâ ki başkalarına da duyurulması gereken bir konu…
Başka şehirlere de gidiyoruz. Yakında, uzakta… Hiçbir şehirde, hiçbir kasabada bizim şehrimizdeki kadar yere tüküren yok. Maalesef.
Bir kâğıt mendil, bez mendil taşımak, bir çeşme başında ( ki, Kütahya’mız hâlâ çeşmeleri ile ünlüdür ) burun yıkamak yok. Yine sizlerden af dileyerek bir betimleme anlatmak zorundayım.. Burnunu fokur fokur çekecek Genzinden kötü bir sesle ağız içine getirecek ve pis bir balgam halinde rastgele tükürecek. Gelen geçen insanlar da bunlara fark etmeyip basacaklar, pisliği ve mikropları oradan oraya, hatta evlerine kadar taşıyacaklar…
Şimdi…
Bunlar hep cehaletten desem, bazı sazanlar yine siyasete çekip “Vay bizi küçük görüyor…” diyecekler. Desinler. “Biz gerçekten aile terbiyesi almamış, genel kültürden, edepten, terbiyeden hatta İslam’ın şartı olan temizlikten bîhaberiz…” demeyecekler elbette. Bize hakaret etti diyecekler… Desinler…
İnsanların ilk eğitimlerini, ilk bilgilerini aileden aldığını biliyoruz artık. Pedagojik bir konu. Yani bilimsel. Eğitim bilimiyle alâkalı…
İnsanlar kendisi ailelerinden yahut okullarından bu terbiyeyi almamış, alamamış olabilirler. Lakin artık uzay çağındayız… Bilişim çağındayız. Televizyonlar, internet bağlantıları neredeyse her evde var. Ve buralardan tüm insanî, edebî, ahlâkî, toplum düzeni ile ilgili velhasıl insanca yaşamakla ilgili her türlü bilgi evlerinde…
Dinleyecekler, aileleri içinde konuşup tartışacaklar, çocuklarına da öğretecekler. Bu tip ahlakî, edeple ve temizlikle ilgili bilgileri okul dönemlerine bırakmayacaklar…
Lütfen sokaklarda yürürken yerlere arada bir bakıp pisliği görün. Belediye temizlik işçilerine bırakılacak bir konu değildir bu. Lakin belediyenin de yapacağı bir şey var elbette:
Resmi ya da sivil Zabıta ekiplerinin halk arasında dolaşmaları ve yerlere tükürenlere para cezası verilmesini sağlayacaklar…
NOT: Gelecek yazımda kaldırımları zapt eden, vatandaşın geçmesine engel olan esnafı yazacağım.
Esat ANIK