7. GÜN – KÜTAHYA’DA KALDIRIMLAR
“Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.” diyordu Necip Fazıl… Yani kaldırım deyip geçmeyin. Bakın adına şiirler bile yazılıyor…
Bundan bir önceki yazımda Kütahya’mızda yerlere çok tükürüldüğünü ve bunun da hem şehrin görüntüsünü etkileyen bir pislik, hem görgüsüzlük, hem cehalet, hem de mikrop üretip hastalığa sebep olan bir illet olduğunu anlatmış, gelecek yazımda kaldırımları yazacağım demiştim. İşte bu kaldırımlar yazıma konu olan kaldırımlar.
Zaten son 30 yıldır kaldırımlar Kütahya’da büyük problemdi. Aslında değildi de getirilmişlerdi. Bir mühendislik işi olan kaldırımlar genişletilip daraltılarak, yükseltip alçaltılarak, hak taş, kah karo, kah asfalt yapılarak adeta bizim boş gezenler için kullandığımız “Kaldırım Mühendisliği” ni ciddi bir meslek haline getirmişlerdi. Derler ki; bir şehrin gelişmişliğiyle kaldırımların yüksekliği ters orantılıdır. Yani kaldırım ne kadar yüksekse, şehrin gelişmişlik oranı da o nispette azdır.
Konumuz bu da değil efendim. Kaldırımları işgal eden esnafımız. Bir zamanlar çok dikkat edilir, kaldırımlar yayalara bırakılırdı. Son zamanlarda bazı esnafın kaldırıma sandalye-masa atmasına göz yumulunca, bunu fırsat bilenler de çoğaldı tabii olarak. Hatta bazısı kaldırımı dükkânının bir bölümü haline getirdi. Ne bakan eden var, ne hesap soran. Bırakın kaldırımları yollara bile çıkıyorlar şimdilerde…
Araştıran, dikkatli gözlerle bakınız göreceksiniz. Mesela eski Tarım Kredi Kooperatifi bahçesi ile Ata Apartmanı arasındaki sokağa bir bakınız. Fırına ekmek almaya gidenlerin yolunu değiştirecek durumdadır. Özellikle kadınsanız.
Bunu yazdığım için bana kızacak insan (genellikle de bahsettiğim durumda olan esnaf) çoktur. Hatta küfredenler bile olacaktır. Lakin ben Kütahya’mızı çok seviyorum. Onu daha yaşanabilir, daha müreffeh, daha temiz, daha düzenli bir şehir haline getirecek her projeye desteğimi esirgemeyeceğim.
Bunun tersi durumlarda; yani gelişmeye, güzelleşmeye engel her durumda da yazmaya devam edeceğim.
Esat ANIK