7. GÜN – DERNEK İŞLERİ
Ülkemizde derneklerin kurulması, işleyişi, üyelik işlemleri, gelirleri, giderleri velhasıl her türlü işlemleri Kanunlar ve tüzüklerle belirlenmiştir. Bunların dışına çıkılamaz.
Yıllarca çeşitli derneklerde başkanlık, yöneticilik, kurucu üyelik yapmış biri olarak az çok bu işleyişe, kanun ve tüzüklere aşinayım. İşte bu aşinalık ile bazı tekniğe-kurallara-kanunlara uygun amma etiğe aykırı durumların da farkındayım.
Mesela;
Bir branş gerektiren (teknik elemanların dernekleri, sanatçıların dernekleri vb.) derneklere üye olmak için o branşla ilgili olmak gerekir. Yönetim Kurulu verilen dilekçe üzerine ilgilinin tüzükteki şartları taşıyıp taşımadığına bakarak üye olması ya da olmaması konusunda kararını ilgiliye bildirir. Bu hem yasaldır, hem etik. Yani ahlakî.
Lakin; (Kızılay, Yeşilay, Emekli Dernekleri gibi) büyük ve kamu yararına çalışan dernekler vardır ki, üyelik talebinde bulunan kişilerin bilinen yüz kızartıcı halleri yoksa hizmet etmek isteyen, üye olmak isteyen herkese kapılarının açık olması gerekir. Böyle midir? Kat’iyyen. Artık yönetim bir grup tarafından bir şekilde ele geçirilmişse orası onların babalarının çiftliği haline gelmiş demektir. İstediğiniz kadar dilekçe yazın. Talebiniz kabul edilmemiştir yazmak onlar için yeterlidir. Bir sebep bile belirtmeden sizi rencide edebilirler. Ya da üye alırlar, sadece çatır çatır aidatları ödersiniz, sonrası aşağıda anlatacağımız hallere döner.
Bir de koltuğu kaptırmamak için uyguladıkları taktik vardır ki, şeytana pabucunu ters giydirecek cinstendir.
Kanunlara ve dernek tüzüğüne göre olağan ya da olağanüstü genel kurulları bir ay önceden üyelere duyurulmak zorundadır. Bunun da iki yolu vardır. Tüm üyelere imza karşılığı duyurmak veya gazete ilanı ile duyurmak…
Samimi olan dernek yöneticileri artık çağımızın da imkanlarını kullanarak ve her türlü yolu deneyerek ilan verirler. Yani hem gazete ilanıyla, hem telefon mesajları ile, hem internet yoluyla…
Eğer yönetim “hep bana” cı yahut “koltuk kapmacalı” yönetimin eline geçtiyse yandı gülüm keten helva. Artık bahsettiğimiz şeytaniliklerin bin türlüsüne hazır olacaksınız. Amma en yasal ve garanti olanı şöyledir: Günümüzde mahalli gazeteler çok. Küçük bir il oan Kütahya’da bile ona yakın gazete çıkıyor. Bunlardan birinin iç sayfalarında (güya ucuz olsun diye) çok küçük bir ilan verirsiniz. İlkinde çoğunluk olmazsa 10 gün sonra yapılacak ikinci toplantıda çoğunluk aranmayacaktır dersiniz sorumluluğu atarsınız. On mahalli gazeteyi devamlı takip eden kimse yoktur zaten. Bu nedenle duyulması neredeyse imkansızdır. Siz de yönetim olarak çok zeki(!) insanlar olduğunuz için, ikici toplantıda sizi destekleyecek olan tüm üyelere ya mesajla, ya maille, ya direk telefonla davette bulunursunuz ve tekrar seçimi yağdan kıl çeker gibi alır götürürsünüz,, diğer üyeler de havasını alır. Bu kadar basit.
Bunları nereden mi biliyorum? Bahsettiğim ve kamu yararına çalışıyoruz denilen birkaç dernekte başımıza gelenlerden…
Esat ANIK