Site Rengi

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kütahya °C
Turunc Fly Wuppertal 42107, Gathe 45 0202/444765 - 017670572930 Turuncfly@web.de

7. GÜN – KÖYLERİN HİKÂYELERİ

REKLAM ALANI
03.04.2016
1.177
A+
A-

                                                      KABAKÇI SALİH EFE’NİN HİKÂYESİ – II

(Alıntı hikâye, geçen haftadan devam)

İlk yıllarda Kabakçı, Yunanlılarla iyi geçinerek yöresini Yunan zulmünden korur. Gebeler ’den Kara Bilal, askerde iken hanımına Kabakça’nın adamlarından biri göz koyup alır. Kara Bilal askerden döndüğünde Kabakçı ile araları bozulur. Kara Bilal çeteciliğe başlar.Kabakçı’yı ortadan kaldırmak için de Yunanlılardan yardım alır. Fakat Kabakçı, Gebeler’de ani bir baskınla Kara Bilal Çetesini ortadan kaldırır Kabakçı bu arada Yunanlılardan herhangi bir zarar gelmemesi için ailesini önce Harekedeki Sefer Ağa’ya yollar. Sefer Ağa Yunanlılardan çekinir. Bu sefer Kabakça’nın ailesini Yörük Veli kabul eder. Ailesi Yörük kıyafetiyle dağlarda gezmeye başlar. İşte bu dönemde Kabakçı ve çetesi, 12 Eylül 1337/Miladi 1921 tarihinde Orhaneli’nin Ağaç hisar köyünde, soygun yapamaya gelen Çerkez Ethem’e bağlı Kuvayı-ı seyyare gurubuna 80 küsur efeyle (Keles Mıntıka Kumandanı Firuz Bey’in ifadesine göre 300 kişiyle) baskın yapar. 8 Saat süren çatışma sonucunda esir edilenler Tavşanlı’ya Yunan Kumandanlığına yollanır. Bu olaydan sonra Kabakça’nın Çerkez Ethem’le ve dolayısıyla Çerkezlerle arası açılır.
Kabakçı, Tazılı Kumandan Binbaşı Zamanist’i Tavşanlı’nın Eşen köyünde çatışma sonucunda öldürür. Bunun üzerine Yunanlılar, (Eşen’de, Derbendli Eyüp’ün attığı bomba sonucunda kumandanın öldürüldüğünün söylenmesi üzerine) Derbent köyünde ihtiyar ve çocukları camiye doldurup ateşe verirler. Temmuz 1922 de Derbent köyünde büyük bir katliam yapılır. Kabakça’nın oğlu olan Talip,1997 yılında kendisiyle yapılan bir röportajında; Zamanist’in, Derbentli Eyüp’ün attığı bomba sonucunda yaralandığını, onu asıl vurup öldürenin Madanlarlı Mehmet Ali olduğunu ifade etmiştir.
Kabakçı ve adamları Çaltılı’da dinlenirlerken Sülyeli Akbaş Halil Çetesinden baskın yer. Çıkan çatışmada Sülyelilerden Akbaş Halil, Kabakça’nın adamlarında da Yörük Mustafa vurulur.

Emet’te ise halk, ayaklanarak 40 Yunan askerini efe ve çetelerin de desteğiyle imha eder. Bu olay üzerine Yunanlılar, bir tabur askeri Emet üzerine gönderir. Halk dağlara kaçışır. Kabakçı 150 kişilik bir ekibi ve çevreden katılanların da desteğiyle Büyük Taarruz Hareketi öncesinde 24 Nisan 1922 tarihinde Emet’e giden yola pusu kurar. Ceviz dere denilen boğazda bir tabur Yunan askerini imha eder. Bir tek Yunan askeri sağ kurtulur.
Milli Mücadeleden sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulur. Devlet tarafından yerli çetelere ve efelere “af” çıkartılır. Kabakça’nın öldürülmesinden 1 ay önce af çıkmasına rağmen Kabakçı bu aftan haberdar edilmez. Kütahya jandarma kumandanı tarafından, Kabakçı’ ya Ankara’ya çağırıldığı söylenir.
Ağaçhisar’da soygun yapan bir Çerkez Çetesini yaptığı baskınla dağıtıp kalanlarını da Tavşanlı’daki Yunanlılara teslim etmesinden dolayı Kabakçı’ ya kin güden ve intikam almak isteyen Kütahya’daki Çerkez Jandarma Komutanı, 1923 yılında 33 yaşında olan Kabakçı’yı Köprüören’de öldürtür. Efenin cesedi Köprüören’e gömülür. Yıllar sonra Tavşanlı-Kütahya yolu yapılırken cesedi çıkarılıp Kütahya’ya nakledilir. Aradan yıllar geçmesine rağmen cesedinin çürümemiş olduğu görülür.
Kabakçı’nın ölümünden sonra Kabakçı’nın oğulları Talip ve Mehmet, babalarının Milli Mücadele döneminde yaşadığı bir olay nedeniyle Kütahya’da mahkemeye çağırılırlar. Mahkeme sonucunda da Kabakçı suçsuz bulunur ve oğulları da beraat eder.

Olay şudur; Atatürk tarafından görevlendirildiği belirtilen İnegöl’ün Ede bey köyünden İzzet Bey’le birlikte Ceviz dere Savaşına katılıp yaralanan bir Kuvayı-ı Milliye askeri, Kabakçı tarafından tedavisinin yapılması amacıyla Gökçe dağ nahiye müdürüne teslim edilir. Nahiye müdürü de bu yaralı askeri Yunanlılara teslim eder. Yunanlılar da bu askerimizi şehit ederler. İşte yaşanan bu olay nedeniyle Cumhuriyetin ilk yıllarında Kabakçı ve dolayısıyla ailesi Kütahya’ya mahkemeye çağrılır. 1923 yılında ölmüş olan Kabakça’nın hanımı ve çocukları Kütahya’ya birkaç kez mahkemeye giderler. Sonunda Kabakçı’nın suçsuz olduğu hükmü verilir.
Masallardan sonra yöresel olarak kendi aralarında genç kızların, kocakarıların veya erkeklerin kahvehanede ve bazı mekanlarda tatlı atışmaları başlıca şunlardır:

 

Alaçamın budağı
Burası dilber yatağı
Bizim köyün muhtarı
Gelinlerin ortağı

Sergende ki siniler
El vurdukça iniler
Benim sevdiğim oğlan
Ayda bir kız yeniler

Atın yönü dağadır
Üstüne binen ağadır
Çevir ağam atın yönünü
Bu maniler sanadır

Ekin biçtim pıtıraklı
Yığın yaptım oturaklı
Akşama börek isterim
İçi dışı şıkırdaklı

Dam üstünde kediler
Miyav miyav dediler
İki gelin bir olup
kaynanayı yediler

A gız senin yüzünden
Yere godum yer yandı
Yedi divan köy yandı.

Altun yüzük barnakda

Bir yar secdim ırakda
Gel sarılıp yatalım
Üs tavanlı çardakda

Dağda davar güderim
Yâre selam ederin
Yârimi vermezlerse
Başımı alıp giderim

Ceminin ezanı yok
İçinde düzeni yok
Viran kalası köyde
Sallanıp gezenim yok.

Garanfilim bıdama
Safa geldin odama
Hakikatki yar isen
Dünür yolla bunama.

Köşke serdim yatağı
Gel derdimin ortağı
Yataklar diken oldu
Senden ayrı yatalı

Gabaklar devek atmış
Yılanlar yola yatmış
Şu benim zalim bubam
Beni gurbete atmış
Leblebi goydum tasa
Akşamdan başladım yasa
İşlerde gusurum yok
Azıcık boyum kısa

Gökte yılduz gol atmış
Mevlam neler yaratmış
Anası şöyle böyle
Gızı aslan yaratmış

Armut dalda bir iki
Saydım baktım on iki
On ikinin içinde
En yiğidi benim ki

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.